Türkiye’de proje finansmanı işlemleri açısından yeniden canlanma dönemi: 2024 yılında 15 adet işlemle 7,3 milyar ABD dolarlık yatırım hacmi
2024 yılında küresel proje finansmanı işlem hacmi yıllık %17 büyüyerek 784 milyar dolar olarak gerçekleşirken, Türkiye’de ise yıllık %185 büyüyerek 7,3 milyar dolara ulaştı.
Küresel ekonomide belirsizliklerin arttığı, faiz oranlarının uzun süre yüksek seviyelerde kaldığı, jeopolitik risklerin yeniden tanımlandığı bir dönemde; altyapı, enerji dönüşümü ve dijitalleşme odaklı yatırımlar için proje finansmanı, hâlâ en güçlü ve vazgeçilmez araçlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Proje finansmanı, küresel ölçekte yalnızca yatırım araçlarından biri olmaktan çıkmış; ekonomik dönüşümün temel taşıyıcılarından biri haline gelmiştir. Enerji dönüşümü, dijital altyapı yatırımları ve sürdürülebilirlik öncelikleri, dünya genelinde finansman dinamiklerini yeniden şekillendirmektedir. Özellikle ikiz dönüşüm olarak adlandırılan yeşil ve dijital dönüşüm, küresel sermaye akışlarının yönünü belirlemekte ve yatırımcılar için stratejik öncelikler yaratmaktadır. Bu bağlamda proje finansmanı, hem gelişmiş ekonomilerde hem de yükselen piyasalarda sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin hayata geçirilmesinde kritik bir rol üstlenmektedir.

2024 yılı, küresel ölçekte proje finansmanı faaliyetlerinde temkinli bir büyüme yılı olarak kayda geçerken; Türkiye’de ise stratejik altyapı yatırımları, yenilenebilir enerji projeleri ve dijital dönüşüm girişimleriyle yukarı yönlü bir hareketin yaşandığı bir dönem oldu. Branchout Türkiye’nin bu yıl ilkini yayımladığı Proje Finansmanı İşlemleri Görünümü Raporu, Türkiye’de
proje finansmanı işlem hacminin 2024 yılında bir önceki yıla göre %185 artışla 7,3 milyar dolara yükseldiğini ortaya koyuyor. Finansal kapanışı gerçekleştirilen işlem adedi ise 15’e ulaşarak %36 oranında artış gösterdi.

Türkiye Perspektifi – Normalleşme ve Yeniden Konumlanma
Türkiye’de proje finansmanı piyasası, son dönemde yaşanan dalgalanmaların ardından yeniden dengelenme sürecine girmiştir. Bu süreç, yalnızca işlem hacimlerinin artışıyla değil, aynı zamanda projelerin çeşitliliğiyle de kendisini göstermektedir. Yenilenebilir enerji, ulaştırma ve sanayi yatırımları, Türkiye’nin kalkınma vizyonunun merkezinde yer almakta; uluslararası fonların ilgisi ise bu alanların stratejik önemini pekiştirmektedir. Branchout Türkiye Proje Finansmanı İşlemleri Görünümü 2015-2024 raporuna göre 2024 yılında işlem adedi açısından yenilenebilir enerji sektörü 9 adet proje ile öne çıkarken, işlem hacmi bakımından ulaştırma sektörü toplam 3,7 milyar ABD doları ile bu alandaki liderliğini sürdürmüştür.

Proje Finansmanında Dış Kaynakların Rolü Güçlü
Branchout Türkiye’nin raporu dönem içinde gerçekleşen 15 işlemin 13’ünde uluslararası finansal kuruluşlar yer aldığını gösteriyor. Toplam dış finansman girişi 5,8 milyar dolar seviyesine ulaşarak önceki döneme göre dikkat çekici bir artış sergiledi.
Finansman tarafında öne çıkan kurumlar arasında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), KfW, Proparco, DEG, US International Development Finance Corporation (DFC) ve UK Export Finance (UKEF) yer aldı. Yerel tarafta ise Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), özellikle yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik odaklı projelerde aktif konumunu korudu.
Gelecek Beklentileri: Uluslararası Ortaklıklar ve Sermaye Akışları
Önümüzdeki dönemde proje finansmanı, yalnızca yatırım büyüklüklerinin artışı ile değil, aynı zamanda finansman modellerinin çeşitlenmesiyle de farklı bir boyut kazanacaktır. Özel sermaye fonları, altyapı fonları ve kalkınma bankaları arasındaki işbirlikleri, özellikle yüksek sermaye gerektiren projelerde belirleyici olmaya devam edecektir. Türkiye açısından bakıldığında, uluslararası finansman kuruluşları ile kurulan güçlü ortaklıkların korunması ve yerel finansman kapasitesinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu ikili yapı, hem sermaye girişlerinin sürdürülebilirliği hem de yerel piyasanın derinleşmesi için kritik olacaktır.
Stratejik Bir Araç Olarak Proje Finansmanı
Genel tablo, proje finansmanının küresel ölçekte olduğu kadar Türkiye’de de stratejik bir araç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu mekanizma, yalnızca büyük ölçekli altyapı yatırımlarının değil; aynı zamanda sürdürülebilir enerji, dijitalleşme ve sanayi projelerinin hayata
geçirilmesinde kaldıraç etkisi yaratmaktadır. Önümüzdeki dönemde proje finansmanının, ekonomik büyüme ile sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kesiştiren bir köprü işlevi görmeye devam etmesi beklenmektedir. Türkiye açısından bu, küresel trendlerle uyumlu bir konumlanma ve uluslararası sermaye hareketlerinden daha etkin faydalanma imkânı anlamına gelmektedir.



